Melek GibiNe Mutlu Türküm Diyene!

Günün Sözü / Dörtlüğü:

Giriş Sayfası YapSık Kullanılanlara EkleMail GönderiCq No 91724860

__MeLeK GiBi__

Neresinden başlamalı bu serüveni anlatmaya bilemiyorum. Fakat bir yerinden tutup yazmak, içimi -belki mümkün olmasa bile- satırlara dökmek istiyorum...

Bu sene dersane başladığında neden orda olduğumu sorgular bir biçimde buldum kendimi. Hiç hesap etmemiştim her yıl gibi sıradan bir yıl değil de, hayatıma en güzel -güzel bile az kalır- şeyleri getirecek bir yıl olduğunu...

İnsan bu dünyada zaten bir tek bu güzelliklerin farkına geç varır. Uzatmak istemiyorum ama kısa kesmek de haksızlık olur diye düşünüyorum...

Bu sene hala o dersanede bulunmam bir tesadüf değildi. Zaten bana göre hayatta hiçbir şey tesadüf değildi. Ama tesadüfün bu kadarını tahmin etmek kimsenin de harcı değildi. Nasıl olduysa olmuştu, karşılaşmıştık hiç hesapta yokken. Adını bile bilmiyordum ama o beni tanır gibiydi. Nereden çıktıysa o bir "MELEK" çizmek geldi içimden. Üstünkörü birşeyler karalamıştım ama benim için bir kez daha çizermisin diye sorduğunda kalemimin ucunda aşk kıvılcımlarının yattığı hiç aklıma gelmemişti. O gece oturup o resme öyle bir kaptırmıştım ki kendimi, her bir çizgide sinir uçlarıma kadar bir kıprdanma hissettim. Adeta ben artık ben olmaktan çıkmıştım ve hissetttiğim ne varsa saf duygu olarak kağıda yerleşmiştim. Resim bittiği anda şimdiye kadar kimseye açamadığım kalbimdeki o boşluğun, o büyük boşluğun dolduğunu farkettim...

Hiç hisleri olmayan, duyguları körelmiş bir adamın, bir anda açan leylaklar kadar canlı, beyaz güller kadar saf ve masum duygular barındırması akıl almaz birşeydi. Fakat kim derdi ki o adam kaderinde yazılı olan hüsranı yine ve yine yaşayacak. Yine kader bir şekilde örüp ağlarını örümceğin sinekle oynadığı gibi onunla oynayacak. Ama bir gerçek var ki; insanlar kendi kaderlerini kendileri yaratır. Bakalım ben kendim için nasıl bir kader yaratacağım derken bile içimde umut parçaçıkları yeşeriyordu. Gittikçe duygularım içimde kalamayacak kadar büyüyor, ramazan ayında olduğumuzdanmıdır bilemiyorum kutsal bir tapınma halini alıyordu. O kadar büyüdü ki; artık duygularımı açmalıydım ve o kadar kutsaldı ki; konuşmak için "KADiR GECESiNi" seçtim. Konuşmanın ayrıntılarına giremiyorum takdir edersiniz ki ama o konuşurken benim aklımdan; "Birbirimize birkaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık." cümlesi tren vagonları gibi birbiri ardına geçiyordu. Dedim ya kutsal bir aşktı bu ve hiçbir karşılık beklememiştim. O gün dinlediğim tek şarkı;

-Sevgi gönülden gelen bir duygudur

-Zorlayamam seni beni sev diye

-Fakat her sevgi aşk değildir inan

-Arkadaşça sevsen razıyım yine

idi.

Hayatımda ilk defa bende böylesini hisler uyandıran, karakterimde beni böylesine kusursuzluğa iten, parmağını oynatmasıyla bile bana böylesine çok şey katan, belki ulaşılması imkansız bir yıldız, belki de dedim ya işte yeryüzüne inmiş gerçek bir "MELEK"ti o. Bu insanı tanığım için Allah'ıma binlerce kez şükürler olsun. İçimdeki son umut parçası sönene kadar "O"na dua etmeye devam edeceğim.

Olur ya! Hani gerçekten olur ya!

 

29 Nisan 2004 Perşembe 01:10

 

Anasayfa | Şiirlerim | Tupac Gallery | Kayseri Hakkında | NefreT   | Webmaster Özel | Cep Mesajları

Son Sözler | Yaşanmış Aşk Hikayeleri | Rezil Anlar

Sitemiz Her Haftasonu Update Edilmektedir...  Son Update Tarihi: 25 Ocak 2005 Salı
Bu site en iyi 800x600 çözünürlükte incelenebilir. All Rights Reserved ® 1999-2005 LeWeNt oNLiNe